Gergin ağzının kenarında sinirden bir gülümseme, telefonu
eline yapışmış, gözleri bir noktaya sabitlenmiş, soru
sorduğunuzda size cevap veremeyecek kadar kilitlenmiş bir kadın.
Bu onun doruklardaki hali. Hemen bu noktaya varmıyor tabi ki.
Ben, Saplantılı Saniye ile bu durumda tanıştım. Bu hale
gelmeseydi onu görebileceğimi sanmıyorum. O da kendisini gizlemeyi
iyi bilen biri. Hatta aşırı haklı olduğuna kendini öyle bir
inandırmış ki sizin rahat tavırlarınız onun ikinci bir krize
girmesine sebebiyet verebilir.
Saniye'cim, her şeyin zamanında olmasını ister. Bir söz
verildiyse mutlaka tutulmalı. Bir planı varsa mutlaka onun istediği
gibi olmalıdır. Önce bankaya uğrayayım, ardından dondurma alıp
yerken telefon ederim diye düşündü mesela. Bankaya gitti, çıkışta
dondurma alacaktı ki telefonu çaldı ve bir başka iş için başka
bir yere gitmesi gerekti. Biraz sinirleri bozulur ama yoluna devam
eder, dondurmayı almamak söz konusu bile değildir. Er geç
yapılacak bir harekettir. Sonradan çıkan işi hallettikten sonra
dondurmacıya doğru yol aldı ama bu sırada bir arkadaşı – ki
sevdiği bir arkadaşı da olabilir- boşver dondurmayı gel beraber
kahve içelim dedi. Saniye bu teklifi duyduğunda önce ellerine
hafif bir titreme gelir ve ağzının kenarları sinirle yukarı
doğru kalkar ama bu teklifi dondurmayı sonra alırım düşüncesiyle
kabul eder. Bu sırada bir de telefon edilecekti ama o, dondurma
yerken ve yürürken yapılacak bir hareket olduğu için onu da o
ana ertelemiş oldu. -Bu arada sanırım bu sıcakta dondurmadan başka bir
şey düşünemiyorum.- Arkadaşıyla oturup, kahvesini içer. Her
şey bittikten sonra dondurmasını yiyip telefon ederek eve kadar
yürüdüyse sorun yok. Öyle olmadıysa o gün başka hiç bir plan
yapamadan gözleri sinirden tavana dikmiş şekilde gününü
geçirebilir.
Şimdi bunda ne gibi bir sorun var diyebilirsiniz. İnsanlar bir
plan yaptıklarında ona uymak isterler, bir söz verildiğinde
tutulsun isterler ama işler bazen yolunda gitmeyebilir ve o plan
bozulabilir. Saplantılı Saniye'ye göre ise bo-zu-la-maz. Her şey
onun planladığı gibi gitmeli. Bir belirsizlik durumu onu çileden
çıkarır.
Biri Saniye'ye "Seni bu akşam arayacağım" dedi ve aramadı mı?
Saniye orada takılı kalır. Akrep ile yelkovan artık onun için
yoktur. Hele bir de saat mi verildi, örneğin “5” Saniye 5'te
kalır. Artık onun için geriye kalan zamanların bir anlamı
yoktur. Neden aranmadığını düşünür, dünya dursa, iki eli
kanda olsa, bacağının biri kopmuş, gözünün biri çıkmış da
olsa, uçağı düşmüş, tusunamiye kapılmış, zelzelede enkaz
altında kalmış, şehre ejderhalar gelmiş ve birinin üzerinde o
sırada uçuyor bile olsa, O eğer “Ben seni saat 5'te arayacağım”
demiştiyse, arardı. Peki, diğer kişiye ne olmuş olabilir?
Saplantılı Saniye bir an o kişinin ölmüş olabileceğini düşüp bir süre üzüntüye kapılır ama sonra “ölseydi haberim olurdu”
diyerek bu duyguyu kovalayıp yerine kızgınlığı oturtur. -Bu
sırada kendisinin yerine Panter Emel geçmiştir ama ona başka yazıda
değineceğim- Saplantılı Saniye o saatten itibaren telefonu
elinden bırakamaz, hiç bir şeye uyum sağlayamaz, hayatı orada
takılı kalmıştır. Aradan yıllar geçse bile O, saat 5'de kalır.
Birinin onu oradan kurtarması gerekir.
Saniye, biraz daha sakin olduğu dönemlerde aramayı kendisi yapar
ama biraz gerginse gözleri seğirmeye başlar. Bu durumdan onu
kurtarmak basittir. Yapılacak işi yapmak. Ama bazen o iş
yapılamayacak gibidir. Peki şimdi ne olacak? Saplantılı
Saniye'nin kızkardeşi Rahat Raziye burada onun yardımına koşar.
Rahat Raziye, adından da anlaşılacağı üzere rahattır. “Amaaann
boşver” onun en çok kullandığı kelimedir. Bir şey olmadı mı?
“Vardır bunda da bir hayır” der, yoluna devam eder. O,
kaderine razıdır. Ama bazen çok razıdır. Öyle razıdır ki
değiştirmek için bir adım bile atmaz. O razılıkta durduğu
yerde durur. Gözlerinde boş bakışlar “anlamadım şimdi ben
bunu” diyen görmezden gelme halleri vardır. Galiba Saplantılı
Saniye'yi delirten Rahat Raziye.
Rahat Raziye, Saplantılı Saniye'nin panzehiridir, aynı şekilde
Saniye de Raziye'in panzehiridir. Saniye durumu ağırlaşınca bir
doz Raziye verip sonra orta yolu bulmak için kişinin aklını
kullanması gerekir. Ben ortaya çıktıklarında “sobeeee”
diyorum. Fark edilince köşelerine çekiliyorlar zaten. Yoksa
ikisiyle de uzun süre birlikte yaşamak ruh ve beden sağlığı
için iyi değil. Yine de ikisine de doğru zamanlarda ihtiyacımız
olduğunu unutmayalım, onları sevelim. Onlar olmasaydı, hayat çok
sıkıcı olurdu. (Kamu spotu)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder